17.9 C
Malta
Perşembe, Nisan 25, 2024
spot_img
spot_img

Bir Malta yerel efsanesi: Tanrı onları helak etti

18 Eylül 2021

Elif Ören

Malta’nın güneybatısındaki şirin, huzurlu, sakin ve muhteşem manzarasıyla Qrendi köyünün yüzyıllardır dilden dile anlatılarak bugüne ulaşmış gizemli hikayesini yazmak istedim bugün.  

Qrendi, büyüleyici manzarası ile Blue Grotto, Ħaġar Qim ve Mnajdra’nın tarih öncesi tapınakları, Wied iż-Żurrieq’in muhteşem balıkçı köyü gibi dini ve kültürel mirasa sahip olan eski bir yerleşim yeri. 

Ancak Qrendi’yi çevreleyen Tempest Caddesi’nin hemen sonunda, çok daha az bilinen başka bir yer daha var. Misratal-Maqluba olarak bilinen küçük açık alanın bir ucunda ve St. Matta’ya adanmış küçük şapelin hemen arkasında gizemli, krater benzeri bir delik bulunur. ‘Ters çevrilmiş’ anlamına gelen ‘il-Maqluba’ yaklaşık 15 metre derinliğinde ve 6.000 metrekarelik bir alanı kaplıyor. 

Yerel efsane: Tanrı onları helak etti! 

Yüzyıllar önce Qrendi yerlileri, garip buldukları bu çukuru nesilden nesile bir efsane ile anlattılar.  

Bir zamanlar burada yaşayan sakinler türlü türlü günahlar işleyip Tanrı’dan yüz çevirmişler. Aynı köyde yaşayan ve dindar olan bir kadın onları uyarmaya çalıştıysa da yerliler yollarını değiştirmeyi reddetmişler. Tanrı, bu günahkâr köylülere çok kızmış ve onları cezalandırmak için meleklerini yollamış. Melekler köyü köklerinden söküp denize atarken korkunç bir fırtına patlak vermiş. Böylece zeminde büyük bir delik açılmış ve aynı zamanda melekler tarafından denize savrulan kısımla küçük Filfla adacığı oluşmuş.

Sadece köyün eteklerinde küçük bir şapelde dua eden o dindar kadın kurtulmuş. Uçurumun kenarında bulunan bugünkü şapel de bu hikâyeyi temsil edermiş. 

Jeolojik bir özellik 

Bu dev çukur ile ilgili daha mantıklı bir açıklama yapılabilir. Bu tür dolinler veya daha yaygın olarak bilinen adıyla düdenler, genellikle yeraltı mağaralarının tavanları çöktüğünde oluşur. Malta Adaları’nda mağaraların çok yaygın olduğu göz önüne alınırsa, ada civarında çok sayıda başka düden var, ancak il-Maqluba’daki elimizdeki en iyi örnek hiç şüphesiz. 

Il-Maqluba’nın 23 Kasım 1343’te oluştuğuna inanılıyor. O gün Malta Adaları, muhtemelen çok şiddetli bir kış fırtınasıyla beraber bir deprem yaşadı. Bu doğal afet, önceden var olan bir yeraltı mağarasının çatısının çökmesine ve ardında kocaman bir yer çukur bırakmasına neden oldu. 

Doğal bir güzellik- Flora ve fauna 

Il-Maqluba ile ilgili ilginç bir durum daha var. Malta Adalarında çok yaygın olmayıp sadece bu bölgede yetişen birkaç bitki ve hayvan türü bu düdeni ekolojik bir alan haline getiriyor. Il-Maqluba, hem Malta’nın resmi çevre koruma kurumunun birimi Tree Protection Areas hem de Special Area of Conservation of International Importance tarafından özel alan olarak belirlenmiştir.  

Bu bölgede yetişen ağaçlar arasında defne ağacı (siġra tar-rand); incir ağacı (siġra tat-tin), nar ağacı (siġra tar-rummien), harnup ağacı (siġra tal-ħarrub), alıç (siġra tal-anżalor), sazlık (qasab) ve böğürtlen (għollieq) var. 

Fakat burayı özel kılan ağaç türü sandarac sakız ağacıdır (siġra tal-għargħar). Bu ağaç türü Kuzey Afrika, Güney İspanya ve Malta’da doğal olarak bulunur ve sadece Maqluba ve Imġiebagħ ve Mellieha bölgesinde yetişir.  

Bu ağaçların altında, büyük yapraklı ısırgan otu (ħurrieq) ve baltalar (ħarxajja komuni) gibi diğer bitkiler gelişir. Maqluba’nın kenarlarında, bu çöküntüyü çevreleyen sarp kayalık yamaçlara diğer birçok flora türü tutunur. Böylece Malta tuz ağacı (xebb), sarmaşık (liedna) ve kapari (kappara) ve aynı zamanda diğer birçok bitki ile birlikte dikenli armut (bajtra tax-xewk) ve her yerde hazır bulunan Bermuda düğün çiçeği (ħaxixa Ingliża) de burada yetişir. 

Maqluba’da tanımlanan fauna listesi de ilginçtir. Bazı böcekler, kırkayak, nadir bir tür ağaç biti, sümüklü böcek, bazı endemik karınca türleri ve hem gri uzun kulaklı yarasalar hem de kuyruklu yarasalar burada yaşar. Ayrıca Malta’nın ulusal kuşu olan Blue Rock Thrush veya il-Merill’in Il-Maqluba’da görülür. 

Şapeller 

Il-Maqluba’nın üst kısmında her ikisi de aynı azizeye adanmış birbirine bağlı iki şapel var. Biri St Matthew’s Chapel (Iż-Żgħir), düdenin kenarından birkaç metre uzakta bulunur. 1343’de Tanrı’nın yerlileri helak ettiğini anlattıkları yerel efsaneye göre kurtulan tek kadının işte tam burada ibadet ettiği anlatılır. Tahminlere göre burası 11.yy da yapılmıştır fakat Aziz Matta’nın küçük şapelinden resmi olarak ilk kez engizisyoncu Pietro Dusina’nın 1575’te Malta’ya yaptığı havariler ziyareti sırasındaki raporunda bahsedilmiştir. 

St Matthew şapeli içi

Daha büyük olan Roma Katolik kilisesi Church of St Matthew bir diğer adıyla San Mattew tal-Maqluba 1674-1682 yılları arasında inşa edildiğinde, küçük şapele küçük bir merdiven ve kapı eklenmiş ve büyük kilisenin mahzeni olarak kullanılmıştır. 

St Matthew Kilisesi içi

 

Kaynaklar 
https://era.org.mt/tree-protection-areas/
https://vassallohistory.wordpress.com/earthquakes-in-malta/
Vanhove, Martine (1993). Harrassowitz Verlag, Otto (ed.). La langue maltaise: études syntaxiques d’un dialecte arabe “périphérique”Geulogy (in French). pp. 477–533. ISBN 9783447033428. Retrieved 9 June 2015.
Cini, George. “Filfla too had a chapel dedicated to Our Lady”Times of Malta, Malta, 4 January 2005. Retrieved on 18 September 2016.
https://en.wikipedia.org 

Son Haberler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz