12.9 C
Malta
Cumartesi, Nisan 20, 2024
spot_img
spot_img

Maltalıların havai fişek tutkusu ve benim sabrım

Bana bu yazıyı yazdıran şey, sabahın erken saatlerinden başlayıp gece yarılarına kadar süren havai fişek ve ses bombası gösterileri karşısında tükenen sabrımdır. Bu müthiş gösteriler, evimin karşısındaki boş tarlaların kaderi… Amacını çoktan aşıp kafamın içini mütemadiyen zonklatıyorlar.  

Balkona çıktığımda gördüğüm yeşil manzara ve evde olduğum her an boyunca işittiğim o güzel kuş sesleri hem ruhuma şifa oluyor hem de hayatıma huzur katıyor hiç şüphesiz. Fakat son iki gündür bir tek kuş sesi işitmemekle birlikte, kendimi, bir savaş meydanının ortasına düşmüş de bombaların ve silah seslerinin kulaklarımı sağır edişine tanıklık ediyormuş gibi hissediyorum.  

Ses bombaları atıldıkça evimin zemini titriyor. Benimle beraber yaşayan, bir orada bir burada uyuyan, “Dünya yansa yalanmaya devam edersin.” diye laf attığım kedim; korkudan bir yatağın altında saklandı ve ne yaptıysam oradan çıkmıyor. Yan komşumun bebeği durmadan ağlıyor.  

Kültürlere, özel gün ve kutlamalara elbette saygı duyuyorum. Fakat bu sadece sıradan bir kutlama değil. Özellikle yaz aylarında neredeyse yirmi dört saat sürüyor bu havai fişek ve ses bombası gösterileri. Kimse düşünmüyor hastaları, bebekleri, çocukları, vardiyası yüzünden uyumak zorunda olanları, evcil hayvanları, kuşları…  

Balkonumun tavanının köşesine yuva yapan, yuvasına getirdiği otların bir kısmını da balkonuma düşüren, kedimin pür dikkat izlediği benimse ekmek kırıntısı ufalayarak beslediğim, gün boyu şarkılar söyleyen kuşlar anlar mı bu magandalığınızı? Belki de ölüyorlar korkudan, zaten ne canları var ki? Arabaların ya da yoldaki duvarların üzerine serilmiş kediler anlar mı? Peki ya minik bebekler, hastalar, yaşlılar… 

Sabah kedimin yaşadığı korkuya tanık olunca epey canım sıkıldı. Ha bitti ha bitecek diye bekledim durdum. Madem bitmiyor, biraz okuyup araştırayım neymiş bu havai fişek tutkusu diye oturdum bilgisayarın başına.  

Taa St John Nişanı Şövalyeleri’ne kadar uzanıyormuş bu kültür.  

1530 yılında, Sicilya Kralı I. Charles tarafından ilk defa adaya gönderilen şövalyeler buraya yerleşirler ve takip eden 250 yıl boyunca Malta’ya hâkim olurlar. (1565 yılında Osmanlı’nın mağlup olduğu Malta Kuşatması da bu şövalyeler karşısındadır.)  

Şövalyeler; özel bayramlar ve zaferlerde, büyük bir üstat ve papa seçimlerinde veya bir prensin doğumunda hissettikleri sevinci, top atışları ve silah ateşlerinden ilhamla yaptıkları havai fişekleri bir kilise veya başka büyük bir bina üzerinde patlatarak ifade ederlermiş. Hâlâ Malta’da devam eden ateş tekerlekleri kültürü de bu günlerden gelen bir kutlama geleneğiymiş. 

Bu tarz kutlamalar aynı zamanda Sicilya’nın da kültürü. Onlar da Maltalılar gibi her şeyi havai fişek patlatarak kutluyorlar.  

Ve bu küçük adada 35 tane havai fişek fabrikası varmış. Bunu öğrendiğimde adanın yüzölçümünü düşünerek biraz şaşırdım doğrusu. 

Maltalılar uzun süredir yaratıcılık, ustalık, tutku ile devam ettirdikleri bu eski geleneklerini “gökyüzünün sanatçıları” diye tanımlıyorlar. Malta’da yaz, havai fişekler olmadan tamamlanmaz. O sağır edici patlama ve kısa ömürlü de olsa parlak ışıklar gökyüzünü dört ay boyunca coşkuyla renklendiriyor. Sanırım, Malta yazının bir melodisi olsaydı, bu, ne dalgaların veya rüzgârın sesi ne de kilise çanlarının ahenkle çınlaması olurdu. Malta’nın melodisi kesinlikle havai fişeklerin çatırtılı patlamalarıyla beraber savaş meydanlarındaymış gibi hissettiren ses bombaları olurdu. 

Bu kültürü yaşatırken biraz daha saygılı davranılabilir; en azından özel günler dışındaki günlerde. Günün belli saatlerinde, sabahın köründe, gecenin yarısında, şehrin göbeğinde yapılan şeye kutlama değil düpedüz magandalıktır! Bütün Maltalıların da bu durumdan hoşlandığını sanmıyorum açıkçası. Sadece bana kalsa, hayvanları ve bebekleri bu kadar korkutan bir şeyi toptan yasaklarım. Ama illâ atılacaksa, en azından şehirden uzak yerlerde atılsın. Atasözündeki davulun sesi gibi hoş bile gelebilir ve gökyüzü istedikleri gibi yine renklenir.  

Son Haberler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz