Dün izlediğimiz maç, futbolun değil; metafiziğin, şansın ve duanın maçıydı. “Bal mı dersin, kale dibine yatır mı girmiş dersin, muska mı gömülmüş, kaleye sirke mi dökülmüş” ne derseniz deyin… Fizik kuralları çöktü, şans aktı. Allah Galatasaray’a yardım etti.
Uğurcan desen, bildiğin eski Muslera’ya bağladı. Sekiz kurtarış, kurtardıkça açıldı. Galatasaray’ın bu maçtan galip çıkmasının başrol oyuncusu Muslera kılıklı Uğurcan’dır. Kötü oynadığın maçta kazanmak her zaman altın değerindedir; orası ayrı. Ama şunu unutmayalım: Bu maç normal şartlarda gitse 4-1, 5-1 biterdi.
Alanyaspor maça hükmederek başladı. Galatasaray deplasman baskısında tutuktu. Ama Singo çıktı, “derslik” bir asist yaptı; Icardi de topuğuyla jeneriklik bir gol attı. İlk yarı biraz denge gibi görünse de ikinci yarı film koptu. Torreira çıkınca orta saha komple çöktü, Alanyaspor istediği gibi oynadı.
Singo’nun asistine aldananlar “vay be” diyebilir ama Ogundu onu resmen sürükleyerek Galatasaray kalesine çöktü. Alanya, kale önünde ablukayı kurdu.
Barış Alper – Sane ikilisi? Yok. Resmen yok. Bu satırları tekrar tekrar yazacağım: Okan Hoca Sane ısrarında devam ederse kendi sonunu hazırlar. “İkinci Zaha” diyenler var; dua etsinler ikinci Zaha olsun. Çünkü Zaha seni 10 golle, 2-3 maçla taşıdı. Sane ortalıkta yok.
Orta saha kaybedilmiş, rakip baskıyı kurmuş… Sen ne yapıyorsun? Çift forvet! Hem de öndeyken! Osimhen’i alıyorsun ve Galatasaray’ı son 10 dakikada taraftarın Nas, Felak, Fatiha’ya sarıldığı bir hale sokuyorsun. Kusura bakmayın ama bu teknik direktörlük değil, saçmalık.
Evet, Alanyaspor oyuncularının beceriksizliklerini de es geçmeyelim. Ama günün özeti şudur: Galatasaray, Uğurcan sayesinde ve rakibin aymazlığıyla bu maçı aldı.
Okan Buruk… Hep söyledim, beğendiğim bir hocaydı. Ama son iki senedir ciddi şekilde “güç zehirlenmesi” mi, başka bir şey mi yaşıyor bilmiyorum. Mantıksız, gereksiz, takımın canına okuyan tercihler yapıyor. Bu kafayla Liverpool maçına mı çıkılır? Allah yardımcı olsun.
Ve son bir şey: Maestro. Futbolseverler bilir, bu adam iki senedir ligin en istikrarlı, en kaliteli oyuncusu. Peki soruyorum: Üç büyüklere transfer olması için illa bir yerden kovulması mı lazım?