30.9 C
Malta
Perşembe, Ağustos 21, 2025
spot_img
spot_img

Sessiz Gecede Büyük Sessizlik

21 Ağustos 2025 | Onur Gökmen Yetim

Kerem Aktürkoğlu ilk 11’de başladı. Hani şu “yılan hikayesi”ne dönen transfer mevzusu. Bakın, işin özeti şu: İki kulüp anlaştı, istediği bonservisi alacak, oyuncuyu da sahaya sürdü. Yani hem kasayı dolduracak hem de rakibini yakacak belki de. Fenerbahçe yönetimi ister kızın ister bana kızmayın ama son yılların en kötü transfer süreçlerinden birini yaşadı. Bir kulüp hem parayı ödeyecek, hem de oyuncuyu en kritik maçta oynatamayacak. Dahası o oyuncu gelip kendisine karşı oynayacak. Bu, ancak bizim futbol aklımızda olur.
Maça gelecek olursak; ilk yarı iki pehlivanın birbirini tartması gibiydi. Hatırlanacak tek bir pozisyon bile yok. Puan maçı için belki doğru oyun ama tur maçı için? Asla. Böyle kısır, böyle temposuz bir ilk yarıdan tur çıkmaz. Szymanski’nin etkisizliği, kilit pasları atamayışı forvetleri tamamen devre dışı bıraktı. Kanatsız zaten oynayamayan Fenerbahçe, ortadan da oyun kuramayınca sadece defansif anlamda diri, hücumda ise kısır bir devre geçirdi.
Ama şunu da teslim etmek lazım: Fenerbahçe’nin fizik gücü dikkat çekiciydi. İkili mücadelelerde rakibe kafa kafaya girdi, oyunun temposunu yukarı çekmese bile fiziksel dayanıklılıkla ayakta kaldı. Avrupa arenasında bu özellik önemlidir; çünkü kalite eksikliğini zaman zaman mücadele gücüyle kapatabilirsiniz. Fenerbahçe bu anlamda Benfica karşısında sırıtmadı, hatta direnç koydu.
İkinci yarı başlarken beklenti arttı ama yine karşılıklı cılız ataklarla geçti. Semedo’ya burada ayrı bir parantez açmam lazım. Temposu, bloklar arası hareketliliği, savunma katkısı ve hücuma getirdiği enerjiyle sahadaki en diri oyunculardan biriydi. Yani eldeki kadroda az bulunan bir profil. 67’de Talisca’nın oyuna girişi ve 70’te gelen kırmızı kart sonrası Fenerbahçe ipleri biraz daha eline aldı. Ama işte “koparıcı gol” gelmedi. Avrupa’da bu tip maçlarda bir an yakalayacaksınız ve bitireceksiniz. Bitiremezseniz Portekiz’de işler daha da zorlaşır.
Burada büyük fotoğrafı unutmamak lazım. Fenerbahçe eldeki malzemeyle kötü oynamadı, hatta gayet akıllı bir futbol sergiledi. Fizik gücü, savunma disiplini, maç boyu dirençli duruşu övgüyü hak ediyor. Ama asıl mesele şu: Niye elde bu malzeme var? Transfer döneminin en büyük hedefi, neden rakibin ilk 11’inde? Neden orta sahada bir tane bile oyunu açacak, tekniğiyle fark yaratacak isim yok? Neden forvet hattı bu kadar topa aç ve bu kadar formsuz? Bunların cevabı teknik-taktik değil, yönetimsel hatalarda yatıyor.
Bugün Fenerbahçe’nin sahada gösterdiği eksikler –kanatsızlık, oyun kuramama, gol yollarındaki tıkanıklık– aslında haftalardır bağırıyor. Benfica maçında iyice ayyuka çıktı. İşte bu yüzden yönetim transferi “oyuncu ismi almak” için değil, “ihtiyacı gidermek” için yapar. Bizde ise tam tersi. Sonuç: Sessiz bir gece, avantajlı skoru alan taraf 10 kişiyle Benfica.
Futbol bu, Portekiz’de neler olur göreceğiz. Umut var mı? Elbette var. Ama bu umudu da maalesef “oyuncu kalitesiyle” değil, “fizik gücüyle direnç koyarız belki” diyerek taşıyoruz. İşte aradaki fark da bu kadar büyük.
Son Haberler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz