Site icon Malta Haber

Onur Gökmen Yetim Yazdı: Egonun Bedeli : Sergen Yalçın- Rafa Silva

Rafa Silva gitmek istiyor. İkinci Tümer Metin mi diye düşünmeden de geçemiyorum! 

Beşiktaş camiası yine şaşırmış durumda. Her yerde “Rafa neyi beğenmedi?”, “Neden gitmek istiyor?” soruları dolaşıyor. Arkadaşlar, bu şaşkınlık tamamen gereksiz. Bu kulübün yıllardır yaptığı hataları alt alta koyduğun zaman bugün yaşanan kriz, öngörülemeyecek bir şey değil. Asıl şaşırtıcı olan, bu patlamanın bu kadar gecikmesi.

Beşiktaş’ta uzun süredir bir proje, bir futbol aklı, bir planlama yok. Yönetim kaotik, sportif strateji düzensiz, kadro mühendisliği berbatsa; siz dünyanın en yetenekli adamını bile getirseniz o oyuncu mutsuz olur. Rafa Silva’nın bugün yaşadığı şey tam olarak budur.

Yönetim yanlış hoca seçimi yaptı, yanlış kadro kurdu, yanlış iletişim yürüttü. Saha içinde bu kadar düzensizlik, saha dışında bu kadar belirsizlik varken “Rafa neden mutsuz?” diye sorulması akıl dışı. Bu ortamda en profesyonel futbolcu bile sahadan soğur.

Sonra işin içine Sergen Yalçın’la yaşanan kriz giriyor. Yıllardır bize pazarlanan “Sergen büyük oyuncuydu, şöyle büyüktü böyle büyüktü” hikâyesi şimdi aynı şekilde “Sergen büyük hoca” diye yeniden servis ediliyor. Gerçekte ne var? Ne büyük oyun planı var, ne modern futbol vizyonu, ne de iletişim becerisi. Ama bir ego var… Hem de kulübün kaldıramayacağı kadar şişirilmiş bir ego.

Sergen Yalçın’ın Rafa Silva ile kriz yaşaması sürpriz mi? Değil. Avrupa tecrübesi olan, modern oyun anlayışıyla yetişmiş bir oyuncuyla; iletişim yönü zayıf, geniş kadro yönetiminde sorun yaşayan bir hocanın çatışması kaçınılmazdı. Bir tarafta Avrupa seviyesinde bir futbolcu, diğer tarafta hak ettiğinden fazla pohpohlanan bir ego… Aynı sahaya sığmadılar.

Rafa Silva’nın mutsuzluğu tamamen doğal. Bu adama “proje”, “yeni yapılanma”, “büyük hedefler” anlatıldı. Peki ne buldu? Dengesiz bir kadro, üç farklı teknik direktör yaklaşımı, yönetim belirsizliği ve haftalık kaos. Böyle bir ortamda oyuncunun performansının düşmesi, kafa olarak kopması normaldir. Suçlu oyuncu değil; onu bu ortama mahkûm edenlerdir.

Gerçek şu ki Rafa sıradanlaşmadı. Sıradanlaşan Beşiktaş’ın ta kendisi. Bir kulüp kendi düzenini bu kadar zayıflatırsa, istikrarsızlıkta bu kadar ısrar ederse, hiçbir yıldız oyuncuyu elinde tutamaz. Dünyanın en yetenekli adamını bile alıp böylesine başıbozuk bir yapının içine koyarsan, o oyuncudan da verim alamazsın. Sorun Rafa’da değil, sorun Beşiktaş’ın kendisinde.

Sonuç çok açık: Rafa krizi ne ilk krizdir ne de son kriz olacak. Bu kulüp kendi içindeki çürümüş düzeni değiştirmediği sürece, kim gelir kim gider fark etmez. Beşiktaş’ı asıl bitiren, menajerler, futbolcular ya da transferler değil; Beşiktaş’ın kendi yönetim zaaflarıdır. Krizin gerçek faili budur. Beşiktaş sorun üretmeye devam ettiği sürece hiçbir yıldız burada huzur bulamaz.

Exit mobile version