Malta, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Filistin devletini resmen tanıdı. Başbakan Robert Abela, Malta’nın kararını açıklarken New York’ta yaralı Filistinli çocukları gördüğünde duygulandığını ve ağladığını söyledi.
Malta, New York’taki BM toplantısında Fransa, Andorra, Belçika, Lüksemburg, Monako ve San Marino ile birlikte Filistin’in tanınmasına destek verdi. Hafta sonu Birleşik Krallık, Kanada ve Avustralya da tanıma kararı aldıklarını duyurmuştu.
Abela, Dışişleri Bakanı Ian Borg ve diğer yetkililerle katıldığı Genel Kurul oturumunda, Malta’nın tanımasının “her iki halkın geleceğini güvence altına alacak gerçek ve barışçıl iki devletli çözüme” somut bağlılığın göstergesi olduğunu vurguladı. Başbakan, tanınma kararının ardından yaralı Filistinli çocukların Malta’da tedavi altına alındığını görünce duygulandığını ve gözyaşlarını saklayamadığını belirtti.
“TANINMA BÜYÜK BİR SORUMLULUK YÜKLER”
Abela, tanımanın Filistin liderliğine ağır bir sorumluluk yüklediğini söyledi ve Hamas’ın gelecekteki Filistin hükümetinde rol almaması gerektiğini vurguladı. Hamas’ın “İsrail’in haritadan silinmesini istediği” yönündeki değerlendirmeyi aktaran Abela, “Malta ve müttefiklerimiz de Hamas’ın haritadan silinmesini istiyor” dedi ve bu yaklaşımın Filistin’in demokratik ve barışçıl geleceğiyle bağdaştığını ileri sürdü.
Öte yandan başbakan, Malta’nın aynı zamanda kalan tüm rehinelerin koşulsuz serbest bırakılmasını talep ettiğini belirterek, “Eğer yok, ama yok. Rehineler eve dönmeli. Hem de hemen,” ifadelerini kullandı.
Sivillerin ve altyapının hedef alınmasına yönelik saldırıların derhal durdurulması çağrısıyla konuşmasını sonlandıran Abela, Gazze’de yaşanan insani krize dikkat çekti: “Gazze’de açlık yaşanıyor ve acınası miktardaki gıda yardımına ulaşmaya çalışan aç sivillerin ölümlerine izin verilemez.”
Neden önemli?
Malta’nın BM Genel Kurulu’ndaki tanıma kararı, Avrupa ve Batılı ülkeler arasında Filistin devletinin uluslararası tanınmasına ilişkin artan desteğin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Karar, iki devletli çözüm vurgusuyla bölgedeki diplomatik dengeler ve gelecek siyasi süreçler üzerinde yankı yaratması beklenen bir adım olarak öne çıkıyor.
Kaynak: Timesofmalta
