Site icon Malta Haber

Birol Bali ile Fotoğrafçılık ve Malta üzerine söyleşi

Elif Ören / 16 Aralık 2022

Visit Malta’nın daveti ve Gezimanya’nın organizasyonu ile Malta’ya gelen fotoğrafçı Birol Bali, nam-ı diğer Bali Bey ( @balibey ) ile harika bir söyleşi gerçekleştik.  

Martı, doğa, İstanbul, manzara, mavi yeşil, yansıma gibi temalarla seyrine dalınan fotoğraflarına Akdeniz’in bu küçücük adası Malta’da çektiği şahane fotoğraflar da eklendi. 

Fotoğraflarındaki, hayatın ve doğanın dilinden anladığını kanıtlar niteliğindeki kusursuz komposizyonlarıyla, “Uzun uzun bakacağın fotoğraflar çektim.” diyen Bali Bey, Malta fotoğraflarında da bu sözünün hakkını verdi. 

400 yıllık bir şiir dizesinin dediği gibi, 

‘Göz ki yeni hazlar nazar eyler
Manzaraysa etrafında seyrüsefer’* 

Keyifli okumalar diliyoruz. 

Birol Bey merhaba, öncelikle söyleşi teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

Merhaba Ben Birol Bali nam-ı diğer Balibey. Fotoğrafçı ve Balibey Medya’nın kurucusuyum. Fotoğraf ve video çekimlerinin yanı sıra sosyal medya proje ajansıyız. En iyi sosyal medya projeleri ve en iyi influencer ilişkileri dallarında ödüllerimiz var. Portföyümüzde yüzlerce influencer var; markalar için en uygun olanları seçip projelerimize dahil ediyoruz.

21-24 Kasım tarihlerinde 4 gün boyunca Malta’daydınız. Malta seyahati fikri nasıl oluştu ve buraya gelmeden önce bir araştırma yaptınız mı? Malta ile ilgili hazırlık süreciniz nasıldı?

Pandemi zamanında da bir davet olmuştu fakat uygun değildik açıkçası. Gezimanya kurucuları Tuğçe ve Murat, Malta Turizm ofisinin davetini ilettiler. Birbirini tanıyan uyumlu bir ekip oluşturuldu.
Gezi programı geldiğinde tüm noktalara tek tek baktım. Nerelerde nasıl çekimler yapabilirim, drone uçurabilir miyim, vs gibi ön çalışma yaptım. Hava durumu bizim gibi gezginler için çok önemli. Gelmeden bir kaç gün önce yağmur ve şiddetli rüzgar olacağını öğrenince hayal kırıklığı oldu tabii. 🙂 Aşırı rüzgarlarda drone uçuramıyoruz malum. Yazlık kıyafetler hazırlarken daha kalınlara dönmek zorunda kaldım.

Malta’yı sevdiniz mi? Beklentilerinizi karşıladı mı?

Malta’yı sevdim. Döndükten sonra da bir çok kişiye tavsiye ettim. Gezilecek çok yer var ve çok fotoğraflık mekanlar. Döndüğümde bol bol fotoğraf çektiğimi görünce beklentilerimi karşıladı dedim. 🙂

Malta’da en çok nereyi beğendiniz?

St. John’s Katedrali, Birgu sokakları, Mdina, Marsaxlokk en beğendiğim yerler arasında.

Malta’da sizi şaşırtan bir şey oldu mu?

Tarihi yerlerini eski şehirlerin korunması beni şaşırttı ve sevindirdi. St. John’s katedralinde ağzım açık kaldı. Muazzam bir hikayesi var ve tüm günümü orada geçirebilirdim.
Birgu sokakları da beni büyüledi. Çok güzel fotoğraflar ve videolar çektim orada.

Elbette sizinle en çok fotoğrafçılık sanatı hakkında konuşmak istiyorum. Fotoğrafçılık sizin için nasıl ve ne zaman başladı?

Profesyonel anlamda Instagram hesabını açtıktan sonra başladı. 2012’den beri de işe döndü. Hem işim hem mesleğim haline geldi. Önce markalar için sosyal medya içerikleri oluştururken daha sonra oteller için mimari fotoğraflar çekmeye başladım. Devamında restoran, kafe, menü çekimleri geldi.
Yapımcı bir arkadaşımın ricasıyla oyuncuları çekmeye başladım. Bu fotoğraflar uzun süre basında yer aldı. Portrede uzmanlaşınca moda çekimleri de yaptım.

Ne tür fotoğraflar çekiyorsunuz ve bu türü sizin için özel kılan şey nedir?

Balibey hesabı için doğa-manzara vazgeçilmez; gezgin bir hesap da olduğu için modelli çekim bile yapsam arka planın kusursuz olması gerekiyor.
Balibey Medya olarak portre, mimari, menü vs. çekimleri devam ediyor.
Benim tarzım çok oturdu. Bir fotoğrafa “uzun uzun bakıyorsanız” o fotoğraf benimdir. 🙂

Klasik bir gerçektir bakmak ve görmek kavramı. Sizin için bir yerin fotoğrafını çekme fikri nasıl doğuyor? 

Açıkçası çekim yapacağımız yerin beni heyecanlandırması gerekiyor. Hikayesi olan yerler ilgimi çekiyor. Sadece bir manzara çekmiyorum. Gökyüzü görkemli olacak, bulut şart mesela. Model oraya uygun giyinecek. Gideceğimiz yerlerin renklerine önceden çalışıyoruz, ona göre kıyafet seçimi yapıyoruz. Malta sokakları için yaptığımız çalışmayı diğer yerler için de yapıyoruz.
Herkesin çektiğini çekmem mesela, illa ki farklı olacak. İşte orada “göz” ortaya çıkıyor.

Kurumsal bir yaşamdan sonra kamplar, seyahatler, fotoğrafçılık, video üretimi gibi çok yönlü çalışmalarla doğanın ihtişamını sanatla yansıtıyorsunuz. Bu radikal değişim süreci nasıl gerçekleşti? 

Çok sıkıldığım, daraldığım ve enerjimin yerlerde olduğu bir dönemde Instagramı yükledim. Instagram sayesinde tekrar bir hobim oldu ve o kadar hızlı motivasyon sağladı ki işe dönüştü. İnsan hayatında belli anlar oluyor, “yetti bee” diye bağırıp radikal değişiklik yapabileceği anlar. İşte o anlardan birinde harekete geçip her şeyi bıraktım. Kendimi doğaya atıp arındım ve o harika fotoğraf öyle çıktı. Geziler başladı, gezdikçe markalar geldi.  

Harikulade İstanbul fotoğraflarınız var. Martı fotoğraflarınıza hayran olmamak elde değil. Ve yansımalar, doğanın büyüleyici renkleri, sessizliği, olağanüstü devinimi ve hatta sesi ve kokusu… Çektiğiniz bazı fotoğraflarda doğanın kokusunu ve sesini duyduğuma yemin edebilirim. Yani; sanatın muhatabı olarak tanımlarsam kendimi çok keyifli duygular hissettirdi çektiğiniz fotoğraflar. Peki doğanın bir anını ve onun sonsuzluğunu yakalarken ne hissediyorsunuz?  

Sonsuz huzur, mutluluk ve haz.. Doğada çok zaman geçirdim. Kurumsal hayatı bırakınca ilk 3 sene fazla insanla muhatap olmadan hep gezdim. Doğanın bir parçası oldum. Rüzgarın sesi, güneş hüzmeleri, gündoğumu ve batımına binlerce kez şahit oldum-dinledim. İç sesimi duyana kadar da çıkmadım o doğadan.
Fotoğraf çekerken gün ışığına bakıp rüzgarı takip ediyorum. Bazen de bulutlar beni takip ediyor, seviyoruz birbirimizi. 🙂

Size ilham veren ve sizi motive eden şeyler nelerdir?

Son dönemlerde hikayelerini güzel anlatan gezgin çiftlerden ilham alıyorum. Enerjisi yüksek, güler yüzlü insanların da renkleri doğal ve güzel oluyor. Çok fazla fotoşop yapmıyorum, doğal renkler hoşuma gidiyor. Renklerde doğalım ama kompozisyonda görkemli.
Bir süredir travel buddy olarak Pelin’le geziyoruz ( @pelinbaykalakgun ). Onun da heyecanı her şeye yansıyor. Titizlikle çalışıp ona göre kreasyon hazırlıyor. Bana da muhteşem fotoğraflar çekmek kalıyor. Uyumlu bir gezi arkadaşı kadar motive edici bir şey yok. 🙂

Lee Friedlander bir keresinde fotoğraflarına tesadüfen ne kadar çok şeyin -kasten oraya almış enformasyon- girdiğini söyler ve alayla “Ne cömert mecra şu fotoğraf.” der. Sizin de benzer hisse kapıldığınız oldu mu?

Lee Friedlander efsane bir isim. O, tesadüfleri kovalayan biri. Onun fotoğraflarına baktığınızda tesadüfe yer olmadığını görebilirsiniz. Sabreden, o anı bekleyen biri var.
Fotoğraf çekmek benim için bir meditasyon. “O anı” beklemek bir sabır gerektiriyor. Bir mağazanın vitrininde sokaktan geçen birinin portresini çekmek için sabırla beklemeniz gerekiyor. Veya kadrajınıza girmesini istediğiniz “o martının” gelmesini. O fotoğrafı çekerken farkında olmadan kadraja giren ekstra objeler o görkemi sağlıyor işte. Sabreden fotoğrafçı en müthiş fotoğrafları çeker. 🙂

Herkesin akıllı telefonları var. Cep telefonu firmaları kamera kalitesini sürekli olarak yükseltme, insanlar ise fotoğraf çekip paylaşma peşinde. Herkes biraz fotoğrafçı oldu aslında. Sizce fotoğraf sanatı değer kaybediyor mu? 

Sanat değerini kaybetmez aksine bu firmalar ve teknolojiler sayesinde sanatsal bakış farklılaşıyor. Modern sanat kavramı gelişiyor. Bu açıdan bakarsak teknolojinin hızlı gelişmesi çok heyecan verici.
Sanat sanat içindir veya sanat halk içindir akımına inanan sanatçılar bu teknolojiye nasıl bakar bilemiyorum. 🙂
Herkes fotoğrafçı olmuyor aslında herkes çekiyor ve paylaşıyor. Siz profilinize fotoğrafçı yazınca o meslek erbabı olmuyorsunuz. 

Fotoğrafçılığa ilgi duyan ve bu alanda çalışmaya hevesli kişilere önerileriniz var mı? 

Yıllardır söylediğim tek şey var: Bol bol fotoğraf çekin. Disiplinli olun ve her gün çıkın gezin ve anı yakalamaya çalışın. Bir gün sadece martı çekin, ertesi gün el ele tutuşan çift arayın ve çekin. Başka gün kuyumcu vitrininden altın bilezik alan tezgâhtarı çekmeye çalışın. Bunlar gözünüzü terbiye eder ve nereye nasıl bakmanızı öğretir.

Malta’ya tekrar gelmek ister misiniz?

Eğer Malta’ya bir daha gelirsem kesinlikte denize girilen bir mevsimde gelmek isterim. Yağmur ve rüzgar nedeniyle çekemediğim plajlar içimde kaldı çünküJ 

Okurlarımız size ve çalışmalarınıza nasıl ulaşabilir? 

Instagram’da @Balibey hesabından ve profesyonel işler için www.balibey.org sitesinden ulaşabilirler. 

Son olarak Malta Haber okurları için neler söylemek istersiniz? 

Gezmek ve fotoğraf çekmek benim için bir tutku. Beni takip edenlerle kurduğum ilişki de ayrı bir mutluluk. Umarım okurlarınız da benim gibi kurumsal hayatı terk edenlerden ilham alır ve daha huzurlu bir yaşam sürerler. 

 

*John Milton, 1630, L’Allegro 

Exit mobile version