24 Ağustos 2025 | Dostcan SEVİM
Bu haftanın güncel konusu: Barış Alper Yılmaz’ın transferi. Özellikle yakından takip edenler gelişmelerden haberdardır. Özetle, bir Suudi Arabistan takımı Barış’a çok iyi bir teklif yaptı ve görünen o ki Barış da bu teklifi kabul etmek istiyor. Çok farklı yorumlamalar oldu. Bunların bir kısmına eleştirel, bir kısmına da destekleyen görüşlerimi iletmek istiyorum. Tüm yorumlarımı her bakış açısına objektif yaklaşarak yapmaya çalıştım.
• Bu kadar para, elbette her futbolcunun ilgisini çeker. Gitmek istiyormuş veya yüksek maaş istiyormuş diye kızılmaz. Ayrıca futbolcular da herşeyin farkında. Yurtiçinde sürekli bir başarı hikayesi. Kulüp, finansal tablolarını düzeltti. Onlar da diyor ki demek ki para var ve biz başarının en büyük paydaşıyız. Pastadan payımızı alırız diyebilirler, bence çok normal.
• Barış’ın antrenmanlara çıkmaması veya hastalığını bahane etmesi gündemde. Tabi ki profesyonel bir yaklaşım değil. Gönül isterdi ki Barış, takımına bunu yapmasaydı. Ama madalyonun bir diğer yüzü var. Unutmayın ki çok severek alınan Osimhen de Napoli’yerest çekerek aynısı yapmıştı ve ancak bu sayede transferi gerçekleşmişti. O zaman iyiydi de şimdi mi kötü?
• Bu açıdan bakıldığında tek sitem noktası şu olabilir: Planlamalarını buna göre yapıyorsun ve neredeyse Ağustos sonuna gelmişsin. Bu açıdan Galatasaray yönetimi sitem etmekte haklı olabilir. Barış gitmek istiyorduysa bunu Haziran’da bilemedin Temmuz’un ortasına kadar yapmalıydı.
• Bir kısım yorumcu şunu demiş: “Galatasaray Osimhen’i aldı, Sané ve Icardi’ye yüksek maaşlar ödeniyor, dengeler bozuldu. Barış da ‘Ben de onlar kadar katkı sağlıyorum, değerliyim, neden ben o kadar kazanmıyorum?’ diye düşünüyormuş.” Öncelikle insan biraz kendine bakacak. Barış’a o rakamlarda bir Avrupa kulübü teklif verseydi veya diğerleri gibi büyük takımlarda rüştünü ispat etmiş olsaydı, o zaman bir nebze söz hakkı olabilirdi.
• Osimhen’in transferine şu açıdan karşı çıkmıştım. Eğer Avrupa’da büyük bir başarı sağlanamazsa (ki bence sağlanamaycak, umarım yanılırım) fayda/maliyet açısından ağır yükler getiren bir transfer. Aynı şekilde, yönetim çok yüksek ideallerle Barış’ı takımda tutmayı düşünüp yüksek maaşlar verecekse bence bu yöne gitmemeli.
• Unutmamalı ki Barış, Galatasaray’da parladı ve hâlâ sözleşmesi var. Yönetim göndermiyorsa gidemezsin, bu kadar net. Ama ikna edersen o ayrı. Yolun açık olur.
• Allah Keçiörengücü’ne bu süreçte sabır versin 😀
Açıkçası bu transfer gerçekleşirse Galatasaray zarar görür, evet (Sacha Boey’in yeri hala dolmuyor) ama uzun vadede ne yazık ki Barış da kaybeder. Bir dönem Çin furyası vardı; gidip tekrar dönenlerin halini gördük.
Ben, bizle alakalı olsun olmasın, her olaydan bir ders çıkarabileceğimi düşünen biriyim. Burdan bakıp da herkes kendi profesyonal hayatını sorgulayabilir: Para mı, profesyonellik mi ve sadakat mi?
