Öncelikle yazıya milli maç öncesi oynanan Beşiktaş maçıyla başlayalım. Cimbom, Beşiktaş maçında bence çok kötü bir oyun oynamamıştı. Ancak Beşiktaş’ın son zamanlarda kullandığı sol kanat taktiğini çok basit bir şekilde yedi ve kalesinde golü gördü. Fakat 10 kişi kalsa da, Beşiktaş’a ikinci yarıda neredeyse pozisyon vermedi. Bu motivasyonu yıllarca aynı seviyede tutmak hiç kolay değil. Buradan Okan Hoca ve ekibine helal olsun diyelim. Ne kadar eleştirmeyi bilsek de, hak ettiğinde övmeyi de biliriz. Tabi, elindeki kadro gücünün de bunda etkisi var.
Bu hafta oynanan Başakşehir – Galatasaray maçı önemli bir karşılaşmaydı. Galatasaray genellikle, özellikle de bu sezonlarda, milli maç dönüşlerinde iyi bir seri yakalıyor. Bu doğru. Ama Başakşehir’in bu kadar kötü bir futbol oynayacağını da kimse beklemiyordu. Kaan Ayhan’ın stoper tandeminde oynayabilmesi (bu kadar aradan sonra) Okan Hoca için müthiş bir avantaj. Kaan, uzun topları çok iyi kullanan bir oyuncu. Bir not da Atilla Karaoğlan’a: Bazı pozisyonlarda Galatasaraylı oyunculara çok ucuz sarı kartlar gösterdi. Özellikle Kaan Ayhan’ın pozisyonunda neredeyse hiçbir şey yoktu. Icardi’yi ilk 11’de başlatarak mesaj da verdi. Okan Hoca, daha önce de dediğim gibi akıllı (bir açıdan kurnaz) hareket ediyor. Bir yandan Osimhen’i son 20 dakika alıp antreman yaptırıyor. Bir yandan Osimhen’e sana Bodo maçında ihtiyacım var diyor. Bir yandan da Icardi’ye sen bu takım için önemlisin deyip gönlünü aldı. Tabi Icardi’nin şımarıklığı artık bırakıp bu jesti gördüm demesi için form tutması lazım.
Açıkçası Galatasaray’ın şu anki süper lig performansına çok da yorum yapacak bir husus yok. Rakipleri dağınık bir hava sergiliyor. Toparlarlarsa ve yarış kızışırsa daha çok yoruma açık bir konu olur. Galatasaray’ın önündeki en büyük engel, kritik olan Ocak ve Şubat ayları. Onun dışında Süper Lig açısından çok büyük bir risk görünmüyor.
Dün gecenin galibiyetinden çok bence en büyük kazancı Leroy Sane oldu. Bir süre yedek bırakılması ve milli takım arasında dinlenmesi işe yaramış gibi görünüyor. Özellikle hırsı çok hoşuma gitti. Tek bir sorun var gibi: Kondisyonu hâlâ yetersiz. 38. dakikada, pas beklemesi gereken bir pozisyonda nefes nefese kalıp eğildiği için arkadaşları pas atmak istemedi. Eğer önceki maçlardaki performans düşüklüğü kondisyonsuzluktansa, bir an önce gerekli antrenmanlar yapılmalı. Çünkü alışma süresini çoktan geçti.
Bakalım Bodo maçında ne olacak? Milli maç arası sonrası maçı evinde oynayacak olması büyük avantaj. Ancak Bodo’nun, Norveç Ligi’nin erken başlamasından dolayı daha oturmuş bir takım olması ve son dönemdeki maç performansları (örneğin Şampiyonlar Ligi’nde Tottenham ile berabere kalmaları) Galatasaray için bir dezavantaj sayılabilir.Bodo iyi ve diri bir takım. Geçen senenin Avrupa Ligi yarı finalisti. Orda da şampiyon olan Tottenham’a elenmişlerdi. Bu nedenle Cimbom puan kaybederse benim için pek de sürpriz olmaz. Temennimiz, 3 puanı alıp yerini güçlendirmesi.