24.9 C
Malta
Çarşamba, Eylül 24, 2025
spot_img
spot_img

DOSTCAN SEVİM YAZDI; HADİ GEL KÖYÜMÜZE GERİ DÖNELİM

Bir süredir yazamadığım için çok konu birikti. Eylül ayı Türk sporu için çok ilginç bir ay oldu/oluyor. Kızlarımız az bir farkla ikinci oldu ki bu çaba, hepimizce aslında birincilik olarak kabul edilebilir. 12 Dev Adam finale kadar çok iyi geldi; ama ne yazık ki bir açıdan kendilerine yenildiler. Milli futbol takımımız da İspanya karşısında bir facia yaşadı, daha büyük bir facianın da eşiğinden döndü.

Her ne kadar basketbolda ve voleybolda güzel sonuçlar alsak da futboldaki Avrupa karnemiz çok kötü. Bunu zaten herkes biliyor. Bunun arkasında birçok sebep vardır ve tartışılabilir ama bence en büyük sebep: Haddini Bilmemek…

Haddini bilmemek bir kibir göstergesidir ama anlamı sadece o değil. Terminolojik olarak, sınırını, ölçünü, neler yapabileceğini bilmemektir. Bir yerden sonra haddini bileceksin. Bu, hiçbir şey yapma, olanı kabul et, gelişme/geliştirme değil. Ama elinde ne var, ne yapabilirsin bir bakıver. Ona göre davran, ona göre hedef koy.

Kibir ve Frankfurt Faciası

Örneğin Galatasaray’ın Frankfurt karşısında fark yemesi. Tek kelimeyle, ne olduğunu ne oynadığını tam olarak bilememe. Hep diyorum, Avrupa başka bir kulvar. Karşındaki takım Eyüpspor veya Gaziantep değil. Sen Anadolu takımlarına karşı oynadığın gibi oynamaya kalkarsan, bir süreliğine rakibi sıkıştırırsın, gol de atarsın ama arkada inanılmaz açıklar bırakırsın. Bir bakmışsın 3 tane arka arkaya gol yemişsin, oyundan düşmüşsün.

Ayrıca başka bir haddini bilmeme durumu var: Defans kurgusu bu maçta mı değiştirilir kardeşim? Şampiyonlar Ligi senin deneme tahtan mı OKAN BURUK? Belki Fatih Hoca’dan aldığın en kötü ders bu. Sonuç ne olursa olsun Galatasaray önde basarmış da, iyi futbol izletirmiş de… Birincisi zaten iyi bir futbol yok. İkincisi oynadığın son 30 küsur maçın sadece 3 ya da 4’ünü kazanmışsın. Demek ki felsefen/stratejin yanlış. Bu kadar taraftarın beklentisini, takımın ve ülkenin kaynaklarını “Bizde böyle” diyerek beylik ve jenerik yaklaşımlarla heba edemezsin.

Eğer örnek alacaksan bir de Lucescu’yu örnek al. Herkes, Fatih Terim’den sonra çok eleştiriyordu, “takımı yavaş oynatıyor” vs. O eleştirilen adam, bu taktikle Galatasaray’ı bugünle kıyaslanmayacak bir kadroyla şampiyon yaptı. Beşiktaş’ı şampiyon yaptı. Yıllarca Shakhtar Donetsk’i yönetti ve kupalar kazandı.

Bir parantez de Sane’ye açayım. Evet, kabul, büyük umutlarla geldi. Ben de katkı sağlayacağını düşünüyordum. Tamam, her futbolcunun bir alışma evresi vardır. Ama nereye kadar bu kötü oyunu izleyeceğiz? Buna mecbur muyuz? Satmadınız Barış Alper’i, hedeflerimiz var diye. Koy Sane’nin yerine, veya Yunus’u koy oraya. Oynamıyorsa da oynamaz. Bu takımdan kimler geldi geçti. Eğer topçunun oynamakta gözü varsa belli eder kendini, bak İlkay’a. Belli etmeye başladı kendini. Umarım performansı düşmez.

Galatasaray için “Şöyle puan alırız, böyle kazanırız” diyenlere de sözüm: Bodo ve USG’yi de çok yabana atmayın. İnşallah işler istediğimiz gibi gider.

Fenerbahçe, Dallas Dizisi Gibi

Fenerbahçe’nin bu yaz başına gelenler pembe dizi kıvamında. Anlaştığın ama maçtan önce almadığın adam sana gol atacak. Sen o tek golle maçı kaybedeceksin ve eleneceksin. Teknik direktörün (kibirin yürüyen versiyonu) seni ve Türk futbolunu sürekli aşağılayacak (eleştiri seviyesinde haklı olduğu yerler vardır ama zorla mı getirdiler buraya), sonra sana gol atan adamı kadrona dahil edeceksin, teknik direktörün kovulacak (geç ama doğru bir karar) ve — “cherry on the cake” — kovulan adam seni eleyen ve Şampiyonlar Ligi’ne katılan takımın başına geçecek.

Seçimi beklemeden eski başkan yeni bir teknik direktörle anlaşacak ve daha ikinci maçının ortasında başkan değişecek. Yeni teknik direktör de maç sonu röportajında “Bu değişimin etkisini en aza indirmeye çalıştık” diyecek. Rüyada görsen “Üstüm açık mı kaldı acaba?” diye sorgularsın.

Tüm bu olanlar bence, şafak öncesi bir karanlık dönemi olabilir, eğer gereken dersler çıkartılırsa. Öncelikle başkan değişimi çok olumlu bir şey. Yine kibir konusuna geliyorum: Önceki başkanın kibirli tavırları Fenerbahçe’nin bu halde olmasının en büyük sebebi olarak görüyorum. Neyse.

Sadettin Saran şunu yapmalı: Takımı ve teknik direktörü korumalı ki son açıklamaları bu yönde. Bu sene başarılı olamazsa, “Ben mi kurdum bu takımı?” diyecek. Başarılı olursa, “Bak başkanmış sebebi” diyecek taraftar. Her iki açıdan da Sadettin Saran bu sene rahat. Ama yine de geleceği tasarlamak adına takımın başında Aykut Kocaman gibi biri sportif direktör olarak atanmalı.

Teknik analize gelirsek, Fenerbahçe’nin Trabzonspor karşısındaki futbolunu çok beğendim. Tartışmalı pozisyonlar bir yana, Fener bu motivasyonuyla 10 kere Trabzon’la oynasaydı, Trabzon maçı alamazdı, belki berabere biterdi. Tedesco, takımı çok iyi çözmüş. Fatih Tekke oyunu geriden başlatmak isteyen bir teknik adam. Fenerbahçe de önde baskıyı kurunca ve rakip 10 kişi kalınca, oyunu aldı.

Tek bir handikap var: 90 dakika oyunu önde baskılayamazsın,ki son 10-15 dakika kondisyon bitti. Fener’in de böyle bir zaafı var. Ve bu kondisyon, Alanya ve Kasımpaşa maçlarına da yansıdı. Alanya maçının ikinci yarısının yarısı hariç, takım neredeyse yok. Takım bir müddetten sonra ağır kalıyor ve koşamıyor. Umarım Zagreb maçı öncesi kendini toparlamıştır. Çünkü Fener, Avrupa Ligi konusunda çok şanslı. Çok iyi bir kura çektiler ve kupada onu zorlayacak rakipleri çok az. Umarım bu şansı değerlendirirler.

Beşiktaş Kayıplarda

Beşiktaş konusunda çok da diyebileceğim bir söz yok. Bir ileri iki geri şeklinde gidiyorlar. Sergen’in işi hiç kolay değil. Ama görünen o ki, Kasım ayı “havlu atma kaygısı” loading…

Biraz uzun bir yazı oldu ama çok konu birikmişti. Özetle;birincisi, biz ancak köyümüzün horozu olabiliyoruz. O yüzden başlığı “Hadi gel köyümüze geri dönelim” diye attım. İkincisi, ne iş yapıyorsak yapalım, önce haddimizi bilelim, kibirlenmeyelim. Yoksa Rıdvan Dilmen’in dediği gibi: “Havaya girersen…” Gerisini futbolu yakından takip edenler iyi bilir 😊

Herkese iyi bir futbol haftası diliyorum.

Son Haberler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz