ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden yapılan yeni açıklamada, F, M ve J türü göçmen olmayan vize başvurularında sosyal medya hesaplarının herkese açık olması şartı getirildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Her vize kararı bir ulusal güvenlik kararıdır. Şu andan itibaren geçerli olmak üzere, F, M veya J göçmen olmayan vize başvurusunda bulunan tüm başvuru sahiplerinin… sosyal medya hesaplarındaki gizlilik ayarlarını ‘herkese açık’ olarak ayarlamaları istenecektir.”
Bu yeni uygulama, yalnızca öğrenciler (F, M) ve değişim programlarına katılanlar (J) için geçerli olacak; turistik veya diğer vize türleri kapsam dışında.
Neden getirildi?
ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından 18 Haziran 2025 tarihinde yayımlanan bir genelgeyle, öğrenci ve değişim vizelerinde sosyal medya incelemesi genişletildi. Konsolosluk yetkilileri artık başvuru sahiplerinin tüm çevrim içi varlıklarını “uluslararası güvenliği tehdit edebilecek” içeriklere karşı denetleyebilecek . Reuters’in aktardığına göre bu uygulama kapsamında “misafirperverliklere, hükümet karşıtlığına veya terör destekçiliğine dair izler aranacak”.
Hakkında neler konuşuluyor?
• Uluslararası medya kuruluşları bu kararı, özellikle Gazze’ye yönelik siyasi tutumlar ya da Çin ile ilişkiler bağlamında, ifade özgürlüğüne bir sınırlama olarak görüyor.
• Amerikalı yetkililer ise bu düzenlemeyi “başvuranın şahsiyetini ve potansiyel riskini değerlendirmek için gerekli” ve “ülke güvenliği açısından zorunlu” olarak tanımlıyor.
Uygulama ne zaman başladı?
Genelge 18 Haziran 2025’te yayımlandı ve 5 iş günü içinde yürürlüğe girerek 26 Haziran itibarıyla uygulanmaya başlandı . ABD büyükelçilikleri, buna bağlı olarak F, M ve J randevularını yeniden açtı.
Kimleri etkiliyor?
• F vizesi: Akademik öğrenci vizeleri
• M vizesi: Mesleki/vocational eğitim vizeleri
• J vizesi: Kültürel ve değişim programları
Turistik (B1/B2) gibi diğer vize türlerini kapsamayacak şekilde uygulanacak.
• Başvuru sahiplerinin sosyal medya hesaplarını açık hale getirmemeleri, başvuru sürecinde “bilgiyi saklama” olarak algılanabilir ve bu nedenle ek inceleme ya da red kararıyla sonuçlanabilir.
• Uzmanlar, sosyal medya geçmişini siyasi içerikler nedeniyle silme eğiliminin ve ifadenin kısıtlanmasının yaygınlaşabileceği uyarısında bulunuyor.
