COVID-19 pandemisi sırasında aksayan rutin aşı programları ve güçlenen aşı karşıtlığı, uzun yıllardır kontrol altında tutulan hastalıkların yeniden ortaya çıkmasına yol açtı. Dünya genelinde uzmanlar, “bağışıklık açığı” olarak tanımlanan bu sürecin ciddi bir halk sağlığı riski oluşturduğuna dikkat çekiyor.
Avrupa bölgesinde kızamık vakaları 2024 yılında bir önceki yıla kıyasla yaklaşık 10 kat artış gösterdi. Sağlık otoriteleri, özellikle çocukluk çağı aşı oranlarının düşmesinin bu artışta belirleyici rol oynadığını vurguluyor. Kızamık, yüksek bulaşıcılığı nedeniyle aşısız topluluklarda hızla yayılabiliyor.
Birleşik Krallık’ta ise boğmaca (pertussis) vakalarındaki artış dikkat çekici boyutlara ulaştı. Resmî verilere göre ülkede boğmaca vakaları, önceki yıla kıyasla yaklaşık %1600 oranında arttı. Uzmanlar, bebekler için hayati risk taşıyan bu hastalığın yeniden yayılmasının doğrudan aşı tereddüdüyle bağlantılı olduğunu belirtiyor.
Gazze’de de çocuk felci (polio) vakalarında artış gözlemleniyor. Çatışmalar, sağlık altyapısının zayıflaması ve aşıya erişimde yaşanan sorunlar, çocuk felci gibi neredeyse tamamen ortadan kaldırılmış bir hastalığın yeniden gündeme gelmesine neden oldu.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Avrupa’daki sağlık kurumları, pandemi sonrası dönemde rutin aşılama programlarının hızla güçlendirilmesi gerektiği uyarısında bulunuyor. Uzmanlara göre aşılamadaki her gecikme, yalnızca bireysel değil, toplumsal sağlık açısından da ciddi sonuçlar doğuruyor.


