17.9 C
Malta
Pazar, Kasım 9, 2025
spot_img
spot_img

DOSTCAN SEVİM YAZDI; OLUR ÖYLE ŞEYLER

Bugün Kocaelispor yenilgisinden dolayı eleştiren taraftarlar yerine Galatasaray’ı hocasıyla futbolcusuyla tebrik etmeyi tercih ediyorum. Şimdi, “Yahu sen şampiyonluğa oynuyorsun, Kocaelispor’a karşı bu kadar kötü oynayan takımı tebrik etmek de nereden çıktı?” diyebilirsiniz.

Bunun sebebi şu: Galatasaray taraftarı çok talepkar. Sürekli daha fazlası olsun derdindeler; olmayınca da birilerini cendereye sokuyolar. Ama unutmamalı ki; bizim şu anki namağlup şampiyon olma, Şampiyonlar Ligi’nde ilk 8’e kalma ve sezon sonunda yeniden şampiyon olma hayallerimizi ve bu algıyı oluşturan onlar. Daha önceki yazımı okuyanlar bilir; çok fazla eleştirdiğim nokta vardır ama bugün, özellikle Okan Buruk açısından hiçbir eleştiride bulunmayacağım. Tam tersine, Okan Hoca’yı övmek istiyorum.

Okan Buruk ve Mission Impossible

Böyle büyük kulüpleri yönetmek, bir spor kulübü yönetmekten ziyade adeta uluslararası bir şirketi, hatta küçük çapta bir devleti yönetmek gibidir. Sosyal medyanın bu kadar etkili kullanıldığı, bir yandan da reklam ve algı çalışmalarının tüm dünyada yürütüldüğü bu organizasyonları, böylesine bir stres altında yönetmek hiç kolay değil.

“E ama o kadar para alıyorlar, bir zahmet yönetsinler.” diyerek kestirip atılacak bir durum değil bu. Taraftar baskısı var; yönetim içindeki koltuk savaşları var; siyasetle belli ölçülerde ilişkiler var; medya ile ilişkiler var. Bir de düşünün, sabahtan akşama kadar milyonlarca kişi sizi konuşuyor, belki de hakaret ediyor. Günün sonunda bunun farkındalar ve onlar da insan. Yaptıkları işin yarısı sporla ilgiliyse, diğer yarısı stres ve ilişki yönetimiyle ilgili.

Okan Buruk’un bu açıdan yönetimi kesinlikle saygıyı hak ediyor. Eleştirilerimizin çoğu teknik açıdan ve genellikle “bile bile lades” denilen konular üzerinedir.

Icardi ve Barış Alper

Icardi’nin sakatlıktan sonraki formsuzluğunu anlatmaya gerek yok, gözler önünde. Yine de Cimbom için çok şey ifade eden bir isim. Onun da ayrı bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Kocaeli maçında oynamasını ben biraz buna yoruyorum. Bu tür maçlarda bir nevi “gönül alma” veya “bak, hâlâ bizimlesin” mesajı vardır.

“Kötü oynanan bir maçta neden çıkmadı?” derseniz, ben de olsam çıkarmazdım. Zaten gerideyim ve oyunu açamıyorum.Bir dokunuşla bile katkı verebilir diye düşünmüştür Okan Hoca.

Barış Alper ise çok ayrı bir vaka olma yolunda. Barış, sanki “Ben bu şirketin her derdiyim.” gibi bir tavır içinde duruyor, Okan Hoca’nın bu kadar abartılı desteğine rağmen. Bu noktada Okan Hoca’ya bir artı puan daha yazmak lazım.İçimde, ikinci bir Kerem Aktürkoğlu vakası yaşanacak gibi bir his var. Suudi Arabistan’dan gelen teklif zirvedeyken yazdığım yazıda “Bırakın gitsin.” demiştim. Baştan da dediğim gibi, bu tür olaylara profesyonel bir şirket mantığıyla bakmak lazım. (Netflix’te NBA’de Chicago Bulls efsanesinin anlatıldığı “The Last Dance” adlı bir belgesel dizi var. Şiddetle izlemenizi öneririm. Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.)

Ofsayt Tartışması

Konuşmaya bile gerek yok. Galatasaray ve Fenerbahçe gibi takımlar (çok kritik ve acımasız kararlar dışında) bu tür bahanelerin arkasına sığınmamalı.

Avrupa Sahnesi

“Belçika tutucudur, zordur Belçika.” diye bir Türk dizisinde bir replik vardı. Ben de aynısını Avrupa için söylüyorum.Avrupa serüveni zordur dediğimde, arkadaşlarım Avrupa’da galibiyet alamayacağımızı ima ettiğimi düşündü. Hayır, onu demiyordum. Demek istediğim şuydu ve hâlâ da arkasındayım: Evet, Galatasaray şimdiye kadar harika başarılar elde etti. Ama iki kulvarı bir arada götürmenin bir yerde bedeli oluyor.
Bir kulvarı geri plana atmanız gerekebiliyor. Dikkat edin, Şampiyonlar Ligi maçları geldikçe Galatasaray’ın lig maçlarında zayıflamalar başladı.Geçen senelerde 4. veya 5. maçtan sonra Okan Hoca, benim kanaatime göre Avrupa’yı feda etmeyi tercih ediyordu. Bu sene ise sanki Avrupa’yı daha çok gözüne kestirmiş gibi duruyor. Bakalım ne olacak?

Zorlu Fikstür

Çok şükür ki milli takım arası geldi. Bu aralar Cimbom’a hep iyi geldi, umarız bu sefer de öyle olur. Fakat milli takım arasından sonra oldukça zorlu bir fikstür var:
25 Kasım – 9 Aralık arası maçlar: USG, Fenerbahçe, Samsun, Monaco.

Bu maçlara Yunus Akgün yetişemeyecek gibi görünüyor.İlkay’ın geri dönüşü çok daha önemli hale geldi. Kocaelispor maçında 10 ve 8 numarasız neler yapılabildiğini (daha doğrusu yapılamadığını) tecrübe etmiş olduk. Milli takımımıza şimdiden başarılar ve herkese iyi seyirler dilerim.

Son Haberler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz