30.9 C
Malta
Pazartesi, Haziran 30, 2025
spot_img
spot_img

Bir Türk Mühendisin İz Bıraktığı Kıyılar: Malta’nın Yeni Feribot Projesinin Başında Emrah Özgün Var

30 Haziran 2025

Sliema’dan Gozo’ya uzanacak yeni feribot hattı, Malta’da ulaşımın çehresini değiştirmeye hazırlanırken, projenin ardındaki isim tanıdık: Proje müdürlüğünü, yıllar önce Aydın’dan yola çıkan bir Türk mühendis, Emrah Bey üstleniyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra farklı coğrafyalarda edindiği deneyimlerle dikkat çeken Emrah Bey, şu anda Malta’nın en önemli deniz ulaşım projelerinden birine liderlik ediyor. Bugibba kıyısında yapımı tamamlanmak üzere olan yeni iskele, yalnızca teknik bir başarı değil; aynı zamanda bir göç hikâyesinin, bir mesleki azmin ve uluslararası işbirliğinin de simgesi.

Biz de Emrah Bey ile bu heyecan verici süreci, kişisel serüvenini ve Malta’daki yaşamını konuştuk.

1. Emrah Bey, sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Malta’ya geliş hikâyeniz ve mühendislik serüveniniz nasıl başladı?

1983 Aydın doğumluyum. 2008 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra profesyonel kariyerime Türkmenistan’da çalışarak başladım. Ardından Antalya’da ICF Havalimanı İşletmesi’nde teknik müdür olarak görev aldım. Bu tecrübelerin ardından kendi şirketimi kurma kararı alarak Cern Mühendislik Mimarlık firmasını hayata geçirdim. Yaklaşık yedi yıl boyunca aktif olarak faaliyet gösterdikten sonra, ailemle birlikte yurt dışında yaşama kararı aldık ve böylece Malta serüvenimiz başladı.

Malta’ya ilk olarak Mayıs 2021’de bir Türk firması aracılığıyla geldim. Projenin tamamlanmasının ardından, Şubat 2023’te merkezi İngiltere’de bulunan CTP Consulting Engineers International firması ile Bugibba Ferry Landing Place projesinde proje müdürü olarak anlaştım. Böylece bu önemli projenin heyecan verici süreci benim için başlamış oldu.

2. Bu önemli projede görev almak sizin için ne ifade ediyor? Bu sürece nasıl dahil oldunuz?

Kariyerim boyunca her zaman prestijli ve kalıcı projelerde yer almak benim için öncelikli bir hedef oldu. Bu projeyi yöneticisi olarak üstlenmem için gelen teklif, özellikle projeyi detaylıca inceledikten sonra beni fazlasıyla heyecanlandırdı. Çünkü bu liman, yalnızca bugün değil, yıllar sonra da aktif olarak kullanılacak ve insanların hayatına dokunmaya devam edecek. Malta gibi güzel ve özel bir ülkede böyle kalıcı bir yapıda iz bırakmak, benim için mesleki anlamda en değerli başarıdır.

Kariyerimi ağırlıklı olarak su ve liman yapıları üzerine inşa ettim. Projenin tasarım ve müşavirlik hizmetlerini yürüten CTP Consulting Engineers International firması, özgeçmişimi ve daha önce gerçekleştirdiğim projeleri inceledikten sonra bu görev için uygun olduğuma karar verdi. Karşılıklı anlaşmaya vardık ve bu süreç böylece başlamış oldu.

3. Yeni feribot hattının planlamasında ve yürütülmesinde sizin sorumluluğunuz neleri kapsıyor?

Bu projede, inşaat sürecinin tüm teknik gerekliliklere ve kalite standartlarına uygun şekilde tamamlanmasından sorumluyuz. Tasarım tarafımızca, Transport Malta ve Infrastructure Malta’nın belirlediği kriterler doğrultusunda, feribot seferlerine uygun şekilde gerçekleştirilmiş olsa da; feribot hattının işletmesi bizim sorumluluğumuzda değildir.

İnşaat tamamlanıp gerekli testler başarıyla sonuçlandıktan sonra, ilgili kurumlar tarafından liman teslim alınarak işletme süreci başlatılacaktır. Bizim görevimiz, projeyi yapım aşamasında eksiksiz, güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde hayata geçirmektir.

4. Projeyi yürütürken sizi en çok zorlayan ya da en gururlandıran an neydi?

Bu tür liman projelerinde asıl inşaat faaliyetlerinin büyük bölümü su altında gerçekleştiği için, liman inşaatının yaklaşık %80’i deniz altında, doğaya zarar vermeden ve yüksek güvenlik önlemleriyle tamamlandı. Özellikle dalgıç ekiplerinin yoğun olarak görev aldığı bu süreçte, kötü hava koşullarına rağmen iş sağlığı ve güvenliğini sağlamak, en öncelikli konularımızdan biriydi.

Malta’nın yoğun turizm sezonuna denk gelen zamanlarda, tüm paydaşların beklentilerini dengede tutarken teknik takvimi aksatmamak da ciddi bir planlama ve koordinasyon gerektirdi. Bunlar, proje sürecinde bizi en çok zorlayan ama aynı zamanda en çok geliştiren alanlar oldu.

Bununla birlikte, inşaat süreci boyunca en küçük bir iş kazasının dahi yaşanmamış olması, çevre halkının projeye dair olumlu yorumları ve sabırsızlıkla bekleyişleri, kamuoyunda oluşan pozitif algı—tüm emeklerimizin karşılığını aldığımızı hissettirdi ve ekbim ile benim için büyük bir gurur kaynağı oldu.

5. Malta’da çalışmak ve yaşamak sizin için nasıl bir deneyim oldu?

Malta, kültürel çeşitliliği ve insan odaklı yaşam tarzıyla oldukça keyifli bir ülke. Küçük bir ada olmasına rağmen oldukça dinamik bir yapıya sahip. Ailemle birlikte burada huzurlu ve keyifli bir yaşam sürdüğümüzü söyleyebilirim. Bu konuda, alışkın olduğumuz Akdeniz ikliminin ve Malta’nın kendine özgü doğasının da önemli bir payı olduğunu düşünüyorum.

Mesleki açıdan baktığımda, Malta’da çalışmak çok uluslu ekiplerle iş birliği yapmayı, farklı disiplin ve kültürlerle uyum içinde hareket etmeyi ve hızlı çözümler üretebilmeyi gerektiriyor. Bu da hem teknik hem de yönetsel becerilerimi sürekli geliştirmeme olanak tanıyor. Bu yönüyle, Malta’daki çalışma ortamının kişisel ve profesyonel gelişimime önemli katkılar sağladığını rahatlıkla söyleyebilirim.

6. Bu projeyle ilgili kişisel bir hayaliniz veya en çok görmek istediğiniz sonuç nedir?

En büyük temennim, bu hattın uzun vadede sürdürülebilir bir ulaşım modeli olarak benimsenmesi ve hem yerel halk hem de ziyaretçiler tarafından aktif şekilde kullanılması. Kişisel olarak ise bu projenin Malta’da örnek gösterilen bir ulaşım çözümüne dönüşmesi ve benzer projelere ilham vermesi beni son derece mutlu eder.

İşin duygusal boyutuna gelirsek… Yıllar sonra oğlumun arkadaşlarıyla birlikte o limandan geçerken, “Burasını benim babam yapmış” demesi sanırım benim için bu projenin en anlamlı ve gurur verici sonucu olur.

Son Haberler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz